Kamulaştırma Nedir?
Kamulaştırma; kamu yararının zaruret taşıdığı hallerde, taşınmazın gerçek bedeli ödenmek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamının veya bir kısmının, yasal esas ve usullere göre, devlet ve kamu tüzel kişilerinin mülkiyetlerine geçirilmesi veya idari irtifaklar kurulması işlemleridir.
Kamulaştırma; Anayasa’nın 46. Maddesine dayanarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre yapılmaktadır.
Kamulaştırmanın belli şartlara tabi olarak yapılabilmektedir. Keyfi olarak kamulaştırma yapılamaz. Mülkiyet hakkı keyfi olarak ihlal edilemez.
Kamulaştırmanın Aşamaları Nelerdir?
Ödenek ayrılması ile birlikte kamu yararı kararı ve onayı alınır.
Kamu yararı kararı olmaksızın alınan kamulaştırma kararı hukuku aykırı olacaktır.
Kamulaştırılacak taşınmazın tespiti yapılır.
İdarece kamulaştırma kararı alınır.
Kamulaştırma kararı sonrası tapu siciline kamulaştırma kararı şerh edilir. (Bu şerh satışa engel değildir. Sadece bilgilendirici niteliktedir. Şerh tarihinden itibaren 6 ay içerisinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili istemiyle dava açıldığına dair belge tapu idaresine sunulmadığı takdirde, bu şerh tapu sicilinden tapu idaresince re’sen silinecektir.)
İdare satın alma sürecini başlatır.
Satın alma talebi olumlu sonuçlanacak olursa idare, anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren en geç 45 gün içinde, tutanakta belirtilen bedel hazır edilerek, idarenin anlaşma tutanağı ve kamulaştırma öncesi taşınmaz üzerindeki tüm takyidat ve haklardan arındırıldığını bildiren yazıya istinaden taşınmaz idare adına tapuya resen tescil veya terkin edilir.
Tapuya resen tescil veya terkinden sonra kamulaştırma bedeli hak sahip veya sahiplerine ödenir.
Bu şekilde anlaşma ile satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı dava açılamaz.
Satın alma talebi olumsuz sonuçlanacak olursa kamulaştırmada dava yolu başlayacaktır.
Kamulaştırmanın tamamlanması için idare Asliye Hukuk mahkemesinde dava açacaktır.
İdare bu davada kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin peşin veya taksitle ödenmesi karşılığında taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini isteyecektir.
Asliye hukuk mahkemesi idarenin başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde bir duruşma günü belirleyerek taşınmaz malikine dava dilekçesini tebliğ eder.
Kamulaştırma kararına karşı mülk sahibi itiraz etmek isterse İdare mahkemesinde dava açmalıdır.
Taşınmaz sahibi tarafından açılacak bu dava bedel tespiti ve tescil istemiyle açılan davanın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde açılabilir.
Adli yargıya yansımamış kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda dava açılması halinde red kararı ile karşılaşılabilir.
Kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde bedel tespitine bakan Asliye Hukuk Mahkemesince, idari yargıda açılan dava bekletici sorun kabul edilerek bunun sonucuna göre karar verilir.
Kamulaştırma bedeli üzerinde tarafların anlaşması ya da bedelin mahkemece belirlenmesi sonrasında kamulaştırma bedelinin peşin tutarının veya taksitlendirmede ilk taksitin idare tarafından bankaya yatırılmasına karar verilir.
Bu noktada mahkeme idareye ödemenin ibrazı için 15 günlük süre verir.
Bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. Ödemeye dair makbuzun ibrazı üzerine mahkeme taşınmazın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verir.
Taşınmaz mülkiyetinin idareye geçmesi, mahkemece verilen tescil kararı ile olur.
Taşınmazın idare adına tesciline dair karar kesin olup, temyiz edilemez.
Buna karşın idare veya taşınmaz maliki taşınmaz bedeline dair karar hakkında istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurabilir.
Kamulaştırmasız El Atma Nedir?
İdare tarafından usul ve esaslara uyulmaksızın, kamulaştırma işlemi yapılmaksızın mülkiyet hakkına müdahalede bulunulduğu hallerde ortaya çıkmaktadır.
Taşınmazlara kamulaştırılma olmaksızın el atılması suretiyle, kamu hizmetine tahsis edildiği görülmektedir.
Mülkiyet hakkına müdahale; kamulaştırma işlemleri tamamlanmaksızın taşınmaza el koyma şeklinde olabileceği gibi, fiili veya imar uygulamaları ile de olabilmektedir.
İdarenin usul ve yasalara aykırı müdahalesi, kamulaştırmasız el atma şeklinde tanımlamaktayız.
Fiili El Atma ve Hukuki El Atma Nedir?
İdarenin kamulaştırma kararı olmaksızın taşınmaza fiilen el atması durumu, fiili el atma veya haksız fiil olarak nitelemekteyiz. Fiili el atmalara dayanılarak açılan davaları adli yargıda açmaktayız.
Hukuki el atma ise, imar planlarının kamulaştırma yapılmaksızın fiili olarak uygulanmaması halinde ortaya çıkmaktadır.
İdari işlem olarak nitelendirilecek bu işlemelere karşı ise idari mahkemelerde; idari işlemin iptali için iptal davaları açılmaktadır.
Kamulaştırmasız El Atma Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkemeler
Yukarıda da bahsedildiği üzere 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun, 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile değişik, Geçici 6. maddesinin 10. hukuki el atmaya ilişkin davalarda idari yargı yetkilidir. Fiili el atmalara ilişkin davalarda ise, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.
Yer yönünden ise gayrimenkulün bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi ise yetkilidir.
Kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atmanın hukuki mahiyeti ve sonuçlarının ciddiyeti göz önüne alındığında alanında uzman bir avukat aracılığı ile takip edilmesi önem arz etmektedir. İş bu kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atmalara ilişkin olarak yaşadığınız uyuşmazlıklarla ilgili alanında uzman avukatımızdan destek almak için iletişim kanallarımız aracılığı ile bize ulaşabilirsiniz.